Anne...
Annelik dünyada en yüce sanatlardan bir tanesidir. Eline aldığında insan evladının hiçbir sanatkâr eseriyle ölçülemiyecegi açık ve nettir.
Evet, arkadaşlar bir tarafta anne bir tarafta annecilik olmak arasındaki far ki en iyi şekilde anlamak gerekir.
Anne:Çocuğunu dünyaya getirip en büyük sorumluluğu üstlenen,onun geleceği için elinden geleni esirgemeyen tabir caizse saçını süpürge yapandır.
Annecilik: Çocuğunu dünyaya getirip sözde anne olan saldım çayıra Mevla’m hayıra deyip sorumsuzca yasayan kadındır.
Anne olmak deyince yine birçoğumuz çocuk doğuran bir kadın olarak algılıyoruz. Doğrudur anne çocuk doğuran kadına denir. Lakin burada anlasilmayan bir konu vardır. Çocuğu doğurup cami avlusu, hastane vb yerlere bırakan kadında çocuk doğurmamış mıdır? Siz o çocuğun yerine olsanız sizi doğuran ve camii ve hastane önüne bırakan kadına ne dersiniz? Ben bu tip annelerin vicdanının köreldiğini düşünüyor onların anne olmadığı kanaatine varıyorum.
Anne:Çocukları için fedakar olan, yemeyip onlara yediren,Hastalık da basında bekleyen,çocuğu ile ağlayan ve çocuğu ile gülen, insandır.
Peygamber efendimizin bir sözü vardır: Cennet annelerin ayakları altındadır. Anne şefkattir. Sevecendir,Candır, bunlar yazmakla bitmez. En önemlisi anne çocuğuna cennetin kokusunu duyurabilendir. Ayaklarının altına Cennetin serildiği anneler. O halde Saygı değer annelik çocuklara göre cennet tebessümü taşımalıdır.
Annelik hem bu dünya için hem de ahir için çocuğunun kurtuluşuna vesile olandır.